Kapatılan Şehir Üniversitesi’nde yolsuzluk mu yapıldı?

Kıvanç El

2008 yılında kurulan ve 30 Haziran 2020 tarihinde Cumhurbaşkanı kararı ile kapatılan İstanbul Şehir Üniversitesi yeniden siyasetin gündeminde. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Salı günü partisinin grup toplantısında Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu’nun Başbakanlığı dönemine göndermede bulunup Şehir Üniversitesi’ne bedelsiz arazi devredilmesine atıfta bulunup yolsuzluk iması yapması tartışmayı yeniden açtı.

Erdoğan’ın açıklamasıyla şöyledi: “Bunların vakfına üniversite tahsisi yaptık. Biz bu tahsisi yaptık. Kendisi ne zaman başbakanlık koltuğuna oturdu, o tahsis yapılan yeri bila bedel vakfına mülk edindi. Türkiye’de bunun başka örneği yok. Bila bedel mülk edinme hakkı bizim vakıf yasalarına göre yok ama bunlar yaptı. Bunu milletimize anlat bakalım. Nasıl izah edeceksiniz! Biz de bunların yolsuzlukları sebebiyle üniversiteyi aldık, devletimize mal ettik. Şehir Üniversitesi, Marmara Üniversitesi’nin mülkü olarak hizmete devam ediyor, verdiğimiz imkanlar da çok daha ileri.”

28 Ağustos 2014 – 24 Mayıs 2016 döneminde Başbakan olarak görev yapan Davutoğlu, 2019 yılına kadar AKP üyeliği sürerken daha sonra istifa ederek Gelecek Partisi’ni kurdu. Bu istifa sürecinin ardından da Şehir Üniversitesi kapatma süreci hız kazandı.

Davutoğlu: Kapatılması hukuksuz

Dönemin Başbakanı ve Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu da bir basın toplantısı ile iddialara yanıt verdi. Davutoğlu, Şehir Üniversitesi’nin tarihinde hiçbir hukuksuz işlem olmadığını savunarak “Herhangi bir delile dayandırılmış isnat da söz konusu olmamıştır. Aksine Şehir Üniversitesi’nin kapatılması sürecinde çok sayıda hukuksuz işlem yapılmıştır ve buradan hep söylüyorum, bu hukuksuz işlemlerde dahli olan, imza atan, başta Sayın Erdoğan olmak üzere herkes gelecekte hem hukuken hem vicdanen hesap vereceklerdir” dedi.

Şehir Üniversitesi bir gün mutlaka yeniden açacaklarını kaydeden Davutoğlu, Erdoğan’ın kendi yakınlarını da “kaliteli olduğu” gerekçesiyle Şehir Üniversitesi’ne gönderdiğine dikkat çekti.

Davutoğlu, Cumhurbaşkanının kendisine yönelttiği “yolsuzluk” imasına karşı kendisi ve Cumhurbaşkanı dahil bütün yaşayan siyasetçilerin soruşturulacağı bir “Yolsuzluk Komisyonu” kurulması çağrısı yaptı. Davutoğlu, “Madem ki ortada bir yolsuzluk iddiası var. Net bir çağrıda bulunuyorum; bütün bakanlarla ilgili araştırma ve soruşturma komisyonu kurulmalı. Sayın Erdoğan samimi ise bu komisyonu kursun önce de birinci derece akrabalarımla birlikte benim mal varlığım araştırılsın. Ama hemen arkasından Tayyip Erdoğan’ın, hemen arkasından Binali Yıldırım’ın, hemen arkasından Berat Albayrak’ın ve diğer bütün bakanların mal varlıkları araştırılsın” dedi.

İlk tahsis Erdoğan’dan

Peki aslında altında Erdoğan’ın da imzalı bulunduğu ve tartışmaya neden olan Şehir Üniversitesi nasıl kuruldu?

31 Mayıs 2008’de Resmi Gazete’de yayımlanan kanun ile kurulan İstanbul Şehir Üniversitesi, akademik faaliyetine 2010-2011 yılında İstanbul Altunizade’de başladı. 9 Aralık 2013’te Özelleştirme Yüksek Kurulu’nun 2013/199 sayılı kararı ile Kartal Dragos’taki eski TEKEL arazisi üniversite kullanımı için Hazine’ye bedelsiz olarak tahsis edildi. Bu kararın altında o dönemde Başbakan olan Recep Tayyip Erdoğan ile Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’ın imzası yer aldı. Yani belgelere göre üniversiteye ilk tahsis bu kararla yapıldı.

Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Serap Yazıcı’nın Şehir Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde görev yaparken hazırladığı hukuki görüş raporunda da “2009 tarihli tahsis belgesi, Recep Tayyip Erdoğan imzasını taşımaktadır. Dahası üniversitenin açılış töreni, bizzat dönemin Başbakanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan ile dönemin Sayın Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün katılımları ile gerçekleşmiştir” denildi.

Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Hasan Seymen de dün akşam konuyla ilgili açıklamasında “9 Aralık 2013 tarihli Özelleştirme Yüksek Kurulu kararıyla arazi Şehir Üniversitesi’ne kamu yararına kullanılması için tahsis edildi, bu karar Recep Tayyip Erdoğan imzalı. Bedelsiz bir tahsis” dedi.


Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu

Davutoğlu üniversite alanını genişletti

Bu karardan yaklaşık 2 yıl sonra, 29 Mayıs 2015’te Özelleştirme Yüksek Kurulu bölgedeki daha geniş bir araziyi üniversiteye bedelsiz tahsis etti. Bu kararın altında da dönemin başbakanı Ahmet Davutoğlu’nun imzası yer aldı. Erdoğan iki parsel arazinin üniversitenin kullanımı için tahsis ederken Davutoğlu, 7 parsel araziyi kullanım için üniversiteye tahsis etti. İstanbul Şehir Üniversitesi, 2016’da Dragos’ta bahse konu arazi üzerinde yatırım yapmak için kamu bankası Halkbank’tan kredi aldı. Bu kredi alınırken de Özelleştirme İdaresi kararıyla üniversiteye devredilen arazinin 7’de 1’lik oranı da teminat olarak gösterildi. Yani kamu bankasına yine kamu arazisi teminat olarak gösterilmiş oldu.

Arazi devrine ilişkin açılan toplam 15 dava Şehir Üniversitesi lehine sonuçlandı. Ancak 2018 yılında Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği’nin arazi devrine ilişkin işlemin iptali amacıyla açtığı dava, bu kez üniversite aleyhine sonuçlandı. Üniversite arazisi Danıştay 13. Daire kararıyla Milli emlak Genel Müdürlüğü’ne devredildi. Bu durumda üniversitenin kamu bankası Halkbank’tan çekerken teminat gösterdiği arazi de kamuya geçmiş oldu. 24 Temmuz 2019’da Halkbank, İstanbul Şehir Üniversitesi’nin öğrenci sayısı ve mali kaynaklarını arttıramadığı gerekçesiyle YÖK’e müracaatta bulundu.

Serap Yazıcı’nın Şehir Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde görev yaparken hazırladığı hukuki görüş raporunda da söz konusu bu Danıştay kararı, “Evvelce açılan tüm davalar lehte sonuçlanırken üniversitenin Halkbank ile kredi sözleşmesi yapması, bu krediyi kampüs inşaatında yatırım maksatlı olarak kullanması ve üniversitedeki tüm binaların tam kapasiteyle faaliyete geçmesi, her tür çevre düzenlemesinin yapılmasının ardından bu son davanın aleyhte sonuçlanması nasıl açıklanacaktır? Söz konusu davada verilen karar, hukukun üstünlüğünün gereği midir? Yoksa bu kararda başkaca faktörler mi rol oynamıştır?” ifadelerine yer verildi.

Cumhurbaşkanı kararıyla kapatıldı

11 Ekim 2019 tarihinde de İstanbul Şehir Üniversitesi’nin tüm banka hesaplarına tedbir kondu. İhtiyatî haciz kararına karşı açılan dava, 8 Kasım 2019’da Üniversite aleyhine sonuçlandı. 19 Aralık 2019’da YÖK, Vakıf Yükseköğretim Kurumları Yönetmeliği uyarınca İstanbul Şehir Üniversitesi’nin faaliyet iznini geçici olarak durdurdu ve garantör üniversite olan Marmara Üniversitesi rektörünü kayyum olarak atadı.

30 Haziran 2020’de ise Cumhurbaşkanı kararıyla İstanbul Şehir Üniversitesi’nin faaliyet izni kaldırıldı, yani üniversite kapatıldı. Üniversite kapatılmasında garantör üniversite Marmara Üniversitesi ile YÖK Denetleme Kurulu’nun raporu da etkili oldu. Söz konusu raporlarda üniversitenin gelir açığını karşılama kabiliyeti olmadığı ifade edilirken, “personel maaşlarının ödenemediği”, “eğitim-öğretim faaliyetlerini sürdüremeyeceği” belirtildi.

Bir dönem istifalarla da gündeme gelmişti

İstanbul Şehir Üniversitesi’nin kurucusu Bilim ve Sanat Vakfı. Vakıf, 1986 yılında Mustafa Özel, Murat Ülker ve Fikri Gökbörü Kançal tarafından kuruldu. Üniversitenin kurucuları arasında Ahmet Davutoğlu da yer aldı. Davutoğlu ile Murat Ülker’in çocukluk arkadaşı olduğu bilinirken, ayrıca Davutoğlu’nun kızı Sefure Davutoğlu da Ülker ailesinin torunu Ahmet Özokur ile evliydi. Çift daha sonra ise boşandı.

2015 yılının ekim ayında İstanbul Şehir Üniversitesi’nde bir dönem görev yapan ve fakültelerin kurucuları arasında yer alan şu anki İletişim Başkanı Fahrettin Altun, SETA Genel Koordinatörü Burhanettin Duran ve Medaim Yanık, Prof. Dr. Ali Atıf Bir’in rektör atanması üzerine üniversitedeki görevlerinden istifa etmişti. Altun, istifalara ilişkin yaptığı yazılı açıklamada, Rektörlük görevine atanan Ali Atıf Bir’in İstanbul Şehir Üniversitesinin misyonu, vizyonu ve değerleriyle açık bir karşıtlık içinde olduğunu söylemişti. Şehir Üniversitesi’nde krizin büyümesi ve dönemin Başbakanı Davutoğlu’nun devreye girmesi ile rektör ataması geri alınmış ancak istifa edenler ise geri dönmemişti.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir